01 May TÜRKİYE ENERJİ SEKTÖRÜ HUKUKİ GÖRÜNÜMÜ MAYIS 2025
Mayıs 2025 itibarıyla Türkiye enerji hukuku alanında önemli yasal ve idari düzenlemelere sahne olmuştur. Enerji sektörünün yatırım ortamını doğrudan etkileyen bu gelişmeler, özellikle arazi tahsisi, tesis kabul süreçleri, teşvik mekanizmaları ve piyasa katılım kurallarında öngörülebilirlik ve şeffaflık artışı sağlamaktadır.
Öncelikle Mera Yönetmeliği’nde yapılan değişiklikler, yenilenebilir enerji, maden ve jeotermal yatırımlar başta olmak üzere enerji altyapı projelerinde arazi kullanım süreçlerini sadeleştirmiştir. Bu düzenlemeler, yatırımcılar açısından bürokratik engelleri azaltmakta ve yatırım planlamalarını hızlandırmaktadır. Özellikle önlisans aşamasındaki projelere sağlanan esneklik ve mera arazilerinde yatırım yapabilme imkânı, sektörde uzun süredir beklenen yapısal bir iyileşmedir.
Elektrik Üretim ve Depolama Tesisleri Kabul Yönetmeliği’nde yapılan değişiklikler, üretim ve depolama ünitelerinin modüler bazda değerlendirilmesini mümkün kılarak teknolojik gelişmelere uyumlu bir mevzuat altyapısı sunmaktadır. Elektronik başvuru süreçleri ve yüklenici katılımına ilişkin hükümler, yatırım süreçlerinde operasyonel kolaylıklar sağlamaktadır.
9903 sayılı Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkında Karar, enerji sektörünü stratejik sektörler arasında tanımlayarak, başta yenilenebilir enerji olmak üzere pek çok yatırım türü için vergi, KDV ve SGK teşvikleri sunmaktadır. Bu teşvikler, özellikle bölgesel kalkınma amaçlı projeler için kritik önem taşımaktadır.
EPDK tarafından yayımlanan Kurul Kararları, piyasa yapılarının işleyişine yönelik teknik ve hukuki çerçeveyi yeniden şekillendirmiştir. Yükümlülük Transfer Platformu’nun revize edilen usul ve esasları ile talep tarafı katılımı hizmetine ilişkin sapma hesaplamalarının düzenlendiği kararlar, piyasa katılımcılarının performans bazlı sorumluluklarını ve yükümlülüklerini belirginleştirmiştir. Öte yandan, BOTAŞ Saros FSRU Terminali’ne ilişkin kullanım esaslarında yapılan güncellemeler, LNG arz güvenliği ve terminal hizmetlerinin sözleşmeye dayalı öngörülebilirliğini artırmıştır.
Nükleer Denetim Usul ve Esasları, Türkiye’nin nükleer güvenlik politikalarında hem ulusal hem de uluslararası düzeyde şeffaflık ve hesap verebilirliğe dayalı bir denetim sistematiğini yürürlüğe koymuştur.
Ayrıca bu dönemde verilen yargı kararları, özellikle kaçak elektrik kullanımı, dağıtım bedellerinin fahişleştirilmesi ve lisanssız üreticilerin hakları gibi alanlarda hukuki uygulamaların yönünü göstermektedir.
Sonuç itibarıyla Mayıs 2025 itibarıyla enerji hukukundaki gelişmeler, Türkiye’nin enerji sektöründe yatırımcı dostu, çevresel duyarlılığı gözeten ve teknolojik dönüşüme açık bir yasal zemin oluşturmasına yönelik kararlı adımlar attığını göstermektedir. Enerji hukukçuları, yatırımcılar ve sektördeki aktörler açısından bu gelişmelerin doğru yorumlanması ve uygulamada tutarlılığın sağlanması büyük önem arz etmektedir.
Av. Süleyman BOŞÇA
Yönetici Ortak