ANAYASA MAHKEMESİNİN YENİ KARARI: ÇALIŞANLARIN KURUMSAL E-POSTA HESAPLARININ İŞVERENCE DENETLENMESİ
Özel bir bankada çalışan başvurucunun kurumsal e-posta hesabı içeriğinin işveren tarafından bilgilendirme yapılmadan ve rızası alınmadan incelenmesi ve bu yazışmalara dayanılarak iş akdinin feshedilmesi nedeniyle özel hayata saygı hakkı ile haberleşme hürriyetinin ihlal edildiği iddialarıyla yaptığı bireysel başvuruya ilişkin 12.01.2021 tarihli ve 2018/31036 başvuru numaralı kararı (”Karar”), 05.02.2021 tarihli ve 31386 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
Karara konu olayda; özel bir bankada (“Banka”) müşteri ilişkileri yönetmeni olarak çalışan başvurucunun iş sözleşmesinde kurumsal e-posta adresinin sadece iş amaçlı kullanılacağı ve hesabın haber vermeden banka yönetimi tarafından denetlenebileceği belirtilmiştir. Başvurucunun eşi üzerine kayıtlı bir işletmede çalıştığı iddiası üzerine müfettiş incelemesi yapılmış ve başvurucunun konuyla ilgili savunması alınmıştır. Müfettiş raporunda başvurucunun Banka çalışma ilkelerine aykırı olarak kendi hesabına ticari faaliyette bulunduğu kanaatine ulaşıldığı ifade edilmiştir. Kurumsal e-posta hesabını, eşinin işletmesi ile ilgili konularda başka bankalar ile kredi pazarlıkları yapmak, stok hareketlerine ilişkin belgeler göndermek ve bu şirketin muhasebecisine birtakım belgeler iletmek gibi konuları içeren çeşitli yazışmalar için de kullanıldığının belirtildiği bu rapora istinaden başvurucunun iş sözleşmesi feshedilmiştir. İşverenin başvurucunun iş akdini feshinde temel gerekçeleri, görevle bağdaşmayacak ve banka kurallarına aykırı şekilde mesai saatlerinde ticari faaliyette bulunulması, bu nedenle asli görevin ihmal edilmesi ve şube içinde olumsuzluklara sebebiyet verilmesi olmuştur.
Başvurucunun, İş Mahkemesinde işveren aleyhine açtığı işe iade istemli tespit davası ve akabinde Bölge Adliye Mahkemesine istinaf itirazı kesin olarak reddedilmiş ve Başvurucu tarafından hak ihlali iddiası ile Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunulmuştur.
Anayasa Mahkemesi tarafından, işbu Karar’da başvurucunun e-posta bilgileri ve yazışmalarının kişisel veri kapsamında olduğu gözetilerek, işverenin inceleme usulü ve yetkisi, özel hayata saygı kapsamında kişisel verilerin korunmasını isteme hakkı ve haberleşme hürriyeti yönünden değerlendirilmiştir.
Anayasa Mahkemesi bu Kararı’nda uyuşmazlıkta işverenin menfaati ile işçinin temel hak ve özgürlükleri arasında bir denge kurmaya çalışmış ve daha önceki kararlarıyla da uyumlu olarak işveren ve çalışanın çatışan hak ve menfaatleri arasında kurulması gereken menfaat dengesi “meşru gerekçe”, “şeffaflık ve bilgilendirme yükümlülüğünün yerine getirilmesi” ve “ölçülülük ve orantılılık” ilkeleri çerçevesinde değerlendirilmiştir.
Meşru gerekçe ilkesi açısından; çok sayıda çalışanı olan işverenin çalışanlarına kurumsal e-posta hesabı oluşturmak suretiyle kişisel verileri işlemesinin ve iletişim akışını denetim altında tutmasının işlerin etkin bir şekilde yürütülmesini sağlama amacına yönelik olduğu, bu durumda kurumsal e-posta hesabının iletişim akışına ve içeriğine erişilecek şekilde kullanıma sunulmasının işyeri yönetimi açısından meşru bir menfaat teşkil ettiği değerlendirilmiştir.
Şeffaflık ve bilgilendirme yükümlülüğünün yerine getirilmesi ilkesi açısından Karar’da başvurucunun bağlı olduğu iş akdinde başvurucuya tahsis edilen kurumsal e-postanın sadece iş amaçlı olarak kullanılacağı ve kurumsal e-postanın banka yönetimi tarafından haber verilmeksizin denetlenebileceği, çalışanın bu konuda itirazının olmayacağı ve talimatlara uyulacağı; ayrıca belirlenen yükümlülüklere uyulmaması durumunda iş aksinin feshedileceği hususlarının açıkça düzenlendiği ifade edilmiştir.
Bu çerçevede, Karar’da işverenin iş sözleşmesiyle, kurumsal e-postanın kullanımına ilişkin sınırları, e-postanın denetlenme usulü ve inceleme yetkisini, işçinin e-postayı kullanırken uyması gereken yükümlülükleri ve bunlara uyulmaması halinde uygulanacak yaptırımlar konusunda önceden bildirim yapmış olduğu ve söz konusu denetleme usulü ve yetkisine başvurucunun iş sözleşmesini imzalayarak rıza gösterdiği değerlendirilmiştir.
Ölçülülük ve orantılılık ilkeleri açısından ise işverenin yaptığı müdahalenin kapsamına bakıldığında işverenin başvurucunun sadece başka bir işte çalıştığı iddiasını destekleyen mesajlarını incelendiği ve iddiasını ispat amacıyla sadece yargı sürecinde kullandığı belirtilerek işverenin inceleme amacı kapsamında bir denetleme yaptığı ve inceleme sonucunda elde ettiği verileri amaca uygun kullandığı sonucuna varılmıştır.
Sonuç olarak;
Anayasa Mahkemesi bu Kararı ile kişisel verileri koruma mevzuatı ve özellikle bu mevzuatın iş hukuku ile ilişkisi açısından önceki kararlarıyla da uyumlu yol gösterici mahiyette bir içtihat oluşturmuştur. Bu çerçevede;
- İşverenin işlerinin etkin bir şekilde yürütülmesi amacıyla kurumsal e-posta hesapları üzerinden kişisel verileri işlemesi ve iş akışını denetim altında tutmasında meşru menfaatinin olduğu,
- Başvuranın iş sözleşmesinde yer alan hükümlerle kurumsal e-postanın kullanım ilkeleri, gerektiğinde işveren tarafından bilgi verilmeksizin denetim yapılabileceği konusunda bilgilendirildiği; söz konusu yükümlülüklere uyulmaması durumunda iş sözleşmesinin feshedileceğinin açıkça öngörüldüğü,
- Başvuranın, iş sözleşmesini imzalayarak işverenin bu yetkisine rıza göstermiş olduğu,
- İşverenin, başvuranın sadece başka bir işte çalıştığı iddiasını destekleyecek mesajları inceleyerek bir kurumsal e-posta hesabı denetimi yaptığı ve söz konusu içeriklerin sadece iddianın ispatı amacıyla yargı sürecinde kullanıldığı,
gerekçesiyle başvuranın Anayasa’nın 20. maddesinde güvence altına alınan özel hayata saygı hakkı ile 22. maddesinde güvence altına alınan haberleşme hürriyetinin ihlal edilmediği sonucuna varılmıştır.
© 2021 BOSCA Hukuk
BOSCA Hukuk, Türk ve Yabancı müvekkillerine hukukun her alanında hizmet vermektedir. Bu yazı, Türkiye’de hukuk alanındaki güncel gelişmeleri müvekkillerimiz ve diğer ilgililer ile paylaşmak amacıyla hazırlanmış olup, hukuki görüş veya tavsiye teşkil etmez. Gerektiğinde özel hallerde, hukuki tavsiye alınmalıdır.